13 Kasım 2007 Salı

NORFOLK ALAYI kayboldu mu?

"10 Agustos 1915 Çanakkale... Günesin göz kamastiran parlakligi, toplarin bitmez, tükenmez gürlemelerine karisiyor... Gelibolu Savasi'nin son dönemi, Cehennemi Çanakkale'ye tasimis... Siperler firin gibi... Savas kokusu ile dolu sicak bir rüzgar, ovada eserken, ince bir koz tabakasini da havaya kaldiriyor. Yiyeceklerin, siperlerin, ölü ve yaralilarin üzerine bulutlar halinde çöken iri yesil sinekler, dizanteriye yakalanan Ingiliz askerlerini büsbütün perisan ediyor... Ve Mehmet Akif'in dedigi gibi "O ne müthis tipidir ki; savrulur enkazi beser"

iNGiLiZ KOMUTAN YENiILECEKLERiNi ANLAYINCA

Ingiliz askeri tarihinin en büyük yenilgilerinden birine adim adim yaklasiyor. Ingiliz komutan Sir Ian Hamilton, korkunç bir yenilgiye ugrayacaklarini sezmis, savasi kazanmanin tek yolunu, taze kuvvetlerle birlikte yapilacak büyük bir saldirida görmüstü.

NORFOLK ALAYI GELiYOR

Kraliyet Norfolk Alayi, taze kuvvetlerin bir parçasi olarak 29 Temmuz 1915'te Ingiltere'de gemilere bindirildiler. Savas tecrübeleri yoktu. Ordu mensuplarinca tatil gecebi askerleri diye anilan savunma birliklerine bagliydilar. Norfolk alayi, savas hatti gerisinde iklime alismalari için bekletilmeden 10 Agustos günü Suvla Koyu'nda unutulmaz bir macera yasamak hayali yerine, cehennemi andiran kabusla kucaklastilar.

BASLARINA GELECEKTEN HABERSiZ

Sahile yakin bir yerdeki tuz gölü, kavurucu yaz günesinin etkisi ile kurumus ve günesin parlakligini ve isisini ayna gibi Norfolk alayinin üzerine yansitiyordu. Kuzeydeki Kireçtepe, iki yaninda Kavaktepe ve Tekketepe, güneydeki Saribayir arasinda kalan Suvla düzlügü, dev bir arenayi andiriyordu. Ingiltere'nin Dereham Kasabasi'nda toplanan Norfolk alayi 4. ve 5. taburlari, anayurtlarindan uzak bu topraklarda, kendilerinden önce gelenlere mezar olan bölgede saskina döndüler. Savasta hersey olabilirdi ama, Norfolklular, savasin disinda baslarina gelecek olayi asla düsünemezlerdi...

iNGiLiZLERiN BOSUNA HÜCUMLARI

Sir Hamilton, Tekke ve Kavaktepeleri'ne bir gece karanliginda ani ve hizli bir saldiri yapmayi planlamisti. Bu is için 12 Agustos gecesi 54. tümen ilerlemeye basladi. Içlerinde Norfolk tugayi da bulunuyordu. Tepelerin yamacina kadar gemecekler ve safak sökerken saldirmak üzere hazirlanacaklardi. Fakat, gece yürüyüsünün yapilacagi bölgede, Küçük Anafarta Ovasi denilen yerde, Türk askerinin pusuya yattigi saniliyordu. Bu yüzden Bir Norfolk tümeni önden yolu açsin diye 12 Agustos ögleden sonrasi harekete geçti.

Bu öncü tümenin ilerleyisi tam bir bozgunla sonuçlanmisti. Gelibolu savasinda Ingilizler'in gösterdigi saskinlik ve beceriksizlik, topçu atisinin 45 dk. önce baslamasina neden oldu. Bosuna cephane harcayan Ingilizler, savas alaninida hiç incelememislerdi. Araziyi bilmiyorlardi. Hedeflerin yerini çalakalem belirlemislerdi. Gücünden habersiz olduklari Türk birliklerini yarimadanin diger tarafinda çizilmisti.

4. Norfolk Taburu, geride olmak üzere 163. tümen, gün isiginda çiplak ovayi geçmeye çalismanin bariz bir hata oldugunu anladiginda, ancak 900 m ilerleyebilmisti. Türkler'in direnci, Ingilizler'in tahmin ettiginden çok daha büyüktü. Ingiliz tümenin büyük bir kismi yogun makineli tüfek atisi altinda kaldigi için oldugu yerde çakilmisti. Ancak sag tarafta yer alan 5. Norfolk taburu daha az bir mukavemetle karsilastigi için ilerlemeye devam etti...

BULUTUN iÇiNE DOGRU

Iste tam bu sirada 22 kisilik bir Yeni Zelanda sahra birliginin gözleri önünde Norfolk alayinin 4. taburuna bagli çok sayida asker, karsilarindaki tepeye yürümeye basladilar. Tepenin üzeri ekmek somunu biçimli beyaz bir bulutla kapliydi. Ingiliz askerleri, yavas yavas tepeye yaklastilar ve bulutun içinde kayboldular. Son asker de bulutun içine girdikten sonra, bulut sanki kargosunu almis gibi yavasça havalandi ve rüzgarin aksi yönüne dogru hareket etti...

Dahasi gökyüzünde bu bulutun kopyasi olan 3-4 bulut da rüzgara ragmen yerlerini koruyorlar.

Ve sanki diger buluta eskortluk ediyorlar...

KOMUTAN HAMILTON ANLATIYOR

Kumandan Hamilton, Ingiliz Savas Bakani Lord Kitchener'e gönderdigi telgrafta, olayi söyle anlatiyordu:

"Savas sirasinda, 163. tümen her bakimdan üstün oldugu bir anda, çok garip bir sey meydana geldi... Türkler'in zayiflamakta olan kuvvetlerine karsi, Albay Sir H. Beauchamp, cesur ve kendinden emin bir subay olarak büyük bir gayretle, hizla ilerledi ve savasin en güzel kismi böyle basladi. Mücadele daha kizismis ve iyice kizismisti. Bu askerlerin çogu yarali ve susuzluktan perisan bir haldeydiler. Bunlar, kampa ancak gece vakti geri dönebildiler. Fakat, Albay, 16 subayi ve 250 askeriyle önüne düsmani katmis, hizla ilerlemesine devam ediyordu... Daha sonra bunlardan hiçbir haber alamadik.Ormanlik bölgeye hücum ettikten sonra gözden kayboldular ve sesleri de duyulmadi. Içlerinden hiç biri geri dönmedi."

267 kisi, hiç bir iz birakmadan kaybolup gitmisti."

Hiç yorum yok: