20 Aralık 2007 Perşembe

KURBAN KESMENİN HİKMETLERİ *

KURBAN KESMENİN HİKMETLERİ *
Kurban kelimesi, lügatta, kendisi ile Allaha yaklaşılan şey mânasına gelir.Bu isimden de anlaşıldığı gibi Kurban; Allaha yaklaşma ve Onun rızasını kazanma vesilesidir. Kurân-ı Kerîmde şöyle buyurulmaktadır:
* Biz her ümmet için Kurban kesmeyi meşrû kıldık emrettik.Allahın rızık olarak verdiği dört ayaklı davarlar üzerinde yalnız Allahın ismini ansınlar o davarların gerçek sâhibinin Allah olduğunu bilsinler diye...O halde hepiniz Ona teslim olun.Habîbim! Sen itâatli ve mütevâzî olanları ebedî saâdet ve selâmetle müjdele *
Bu âyette Kurban kesmenin, Allahın hatırlanması, yeryüzünde mevcut bütün hayvanların Allahın mülkü olup, sırf rahmet eseri olarak insanların istifadesine verilmiş olduğunun bilinmesi için emr olunduğu belirtilmektedir.İnsan zamanla gaflete düşüp, sâhip olduğu malın, mülkün, servetin Allahın kendisine bir lütfu olduğunu unutabilir.Karun gibi her şeye kendi çalışmasıyla, bilgi ve mehâretiyle sâhip olduğunu vehmederek, kendisinde bir kudret ve kuvvet görmeye, İlâhî nimetleri şahsına maletmeye başlar.Gururlanıp, haddini aşar. İşte Kurban emri, ona, sâhip olduğu mal ve mülkün, bağ ve bostanın, hayvanların, servet ve paranın Allahın bir ihsanı ve lütfu olduğunu ve asıl mal sâhibinin Allah bulunduğunu hatırlatır.Onun izni ve müsâadesi olmadan hiçbir şeye sâhip olunamayacağını bildirir.O da gururu bırakıp mahviyet ve tevazua girer.Hakikî kulluk tavrını takınır, şükür vazifesini ifaya çalışır.Bu hal ise, onun Allaha yaklaşmasına ve rızasını kazanmasına bir vesile teşkil eder.İnsanın yaptığı bütün ibâdetler gibi Kurban kesmesinede Allahın ihtiyacı yoktur.Ancak Allah, Kurban kesme emriyle kullarını imtihan etmekte, onların takvâlarını, ilâhî emre itâattaki titizliklerini, Allaha yakınlık derecelerini ölçmektedir.
* Onların ne sadaka edilen etleri, ne de kanları hiçbir zaman Allaha yükselip erişmez.Fakat sizden Ona yalnız takvâ Allahın emirlerine itâat ve yasaklarından ictinab titizliği ulaşır *
Bu âyette de görülüyor ki, kesilen Kurbanlarda gaye; ihlas, takvâ ve Allaha yaklaşmadır.Maksad, Allahı verdiği nimetleriyle hatırlama ve Onun rızâsını kazanmaktır.Bu maksad ve gaye olmadıktan sonra kesilip dağıtılan etlerin, akıtılan kanların, ne kadar çok olursa olsun, Allah katında hiçbir değer ve kıymeti yoktur.Kurban aynı zamanda Hz. İsmailin Allah için Kurban edilmekten bir lütuf eseri olarak kurtuluşunun hatırlatılmasına da vesiledir.Cenâb-ı Hak, İbrahimi büyük bir imtihana tâbi tutmuş, sevdiği biricik evlâdını Allah için Kurban etmesini istemiştir.Hz. İbrahim ile oğlu İsmail, her ikisi de bu isteğe, tam bir teslimiyet ve sadakat içinde uymuşlardır.Hazret-i İbrahim oğlunu kesmek üzere yatırmış ve bıçağı boynuna çalmıştır.Fakat bıçak İsmaili kesmemiştir.Çünkü Cenâb-ı Hakkın muradı, Hz. İsmailin kesilmesi değil, baba-oğul iki şanlı nebînin erişilmez teslimiyet ve sadakatlarının, ferâgat ve fedakârlıklarının, melekler ve kıyâmete kadar gelecek bütün insanlar tarafından bilinmesi, daima hatırlanması idi.Bu hikmet tahakkuk ettiği için, bıçağa İsmaili kesmemesini emr etmiş; Hz. İsmailin yerine onlara Cennetten bir koç göndererek onu Kurban etmelerini istemiştir.İşte Kurban kesmek; bu büyük ve ibretli hâdisenin yıldönümünü kutlamak mahiyetindedir. Her yıl müslümanlar tarafından binlerce Kurban kesilmektedir.Bu, bir bakıma, bir müslümanın Allaha ibadet ve onun emrine uymak için her şeyini fedâ edebileceğinin, Allah yolunda bütün varlığından vazgeçebileceğinin sembolik bir ifadesi olmaktadır.İslâmın koyduğu Kurban kesme hükmü, aynı zamanda insanlar için büyük bir nimet ve rahmettir.Bir yıl boyunca pek çok sıkıntılar çekmiş, belki de ağzına bir lokma et koyamamış fakirler, Kurban bayramı münasebetiyle bol bol et yeme fırsatına kavuşurlar.Fazla gelen etleri kavurma yapıp uzun zaman o etten faydalanma imkânını elde ederler.İslâmın sosyal adâleti temin edici bir hususiyeti de böylece ortaya çıkmış olur.

Kaynak :
* el-Hacc, 34

Hiç yorum yok: